Arşiv 28 Ekim 2018

Erbil’in sağlığı kötüye gidiyor

Ünlü komedyen Mehmet Ali Erbil yeniden ağırlaşarak yoğun bakıma kaldırıldı.

Mehmet Ali Erbil’in kızı Sezin Erbil sosyal medya hesabından babasının yeniden yoğun bakım ünitesine alındığını açıkladı. Dün doktoru ve ziyaretine giden sanatçı arkadaşları Erbil’in sağlık durumunun iyiye gittiğini duyurmuştu.

MEHMET ALİ ERBİL’İN GENEL DURUMU

Ancak bu gün kızı durumun yeniden ağırlaştığını işte bu paylaşımda sevenlerine duyurdu: “Canım babam, her şeyim yoğun bakımda tekrardan dualarınıza ihtiyacımız var”

Dina’nın iddialı yapımı Kalp Kalbe Duru Tiyatro’da prömiyer yaptı

Duru Tiyatro’da Dina yapımı “Kalp Kalbe” izdihamı
İlhami Özdemir’in Genel Sanat Yönetmenliği’ndeki Dina Tiyatro’nun Kalp Kalbe oyunu önceki gece Duru Tiyatro’da prömiyer yaptı. Biletlerin tükendiği oyun, dakikalarca ayakta alkışlandı.

Cevahir Turan ve İlhami Özdemir’in iki perdelik performansı, seyirciler tarafından beğeniyle karşılandı. Peter Quilter’in yazdığı Kalp Kalbe’yi İlhami Özdemir yönetti. 2 sanatçının 8 karakteri canlandırdığı oyunun dekorunda, Güler Aşık ve Güneş Hüseyinkulu’nun, müziklerde Canset Özge Can’ın imzası bulunuyor. Yardımcı yönetmenliğini Esra Çelen’in , efektlerde Heran Akkaynak’ın adının geçtiği oyun, 100 dakikadan oluşuyor.

Oyun Neyi Anlatıyor?

Dört çift karakter, dört can alıcı an; Jonathan ve Wendy tanışma randevusundadırlar ve daha hiç becerememelerine rağmen, bu kez bu işi doğru düzgün yapmayı ummaktadırlar; Barrie kadınlara karşı pek ilgili değildir; ama Janet denemeyi bırakmak için bunu geçerli bir sebep olarak görmez;​ Shelley ve Bobby kokteyllerin içinde boğulurken, boşanmalarını gerçekleştirmek amacıylaİspanya’da tatil yapmaya karar verirler; Angela, uğursuzluk getirdiğine inandığı batıl inançların ortasında, paraşütü andıran gelinliğiyle, üçüncü kez evlenerek, ağabeyi Toby’i dehşete düşürmektedir. Aşkın ve ilişkilerin kaotik dünyasının ve çimenlerin neden daha yeşil olmadığının müthiş komik sorgulaması. Düetler adeta, insan kalbinin gücüne ve deliliğine şamatalı bir övgü.
(Basın notundan)

İstanbul Tiyatrolar Birliği’nin tam not verdiği oyunda, ikilinin oyundaki mükemmel uyumu ve uzun süre unutulmayacak performansı gözlerden kaçmadı.

Haber: Orhan Sanay

Haydarpaşa’da asırlık iskeletler…

İstanbul 5 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun kararıyla 11 Mayıs’ta başlayan arkeolojik kazı çalışmalarında şimdiye kadar onlarca mezar kalıntısı çıkartıldı.

1000 YAŞINDA İSKELET

Ancak yapılan son çalışmalarda ortaya çıkarılan mezarda bütünlüğü çok fazla bozulmayan ve 1000 yaşında olduğu düşünülen ve üzerinde koku kolyesi olan bir iskelet bulundu.

2000 YILLIK SUR DUVARI

Peronların kuzeyinde bulunan alanda sürdürülen çalışmalarda ise Batı yüzü kesme dörtgen blok taşlarla çok düzgün bir şekilde inşa edilmiş, sandık duvar tekniği ile yapılmış büyük bir duvar tespit edildi.

Yer yer kesintiye uğrayan ancak uzunluğu 100 metre, genişliği ise 3 metre olan bu duvarın henüz hangi döneme ait olduğu belirlenemedi. Ancak arkeologlar duvarın 2000 yıllık bir geçmişe sahip sur duvarının devamı olduğunu düşünüyor. Duvarın önündeki toprak yapısını inceleyen arkeologlar limanın bu noktadan başladığını ifade ediyor.

AKAR DURUMDA OLAN BİZANS ÇEŞMESİ

Kazılarla birlikte Bizans dönemine ait bir de çeşme bulundu. Yetkililerin verdiği bilgilere göre kazı alanında bulunan su kanalları bu çeşmeye bağlanıyor.
İstanbul’un akar durumda olan tek Bizans çeşmesi olduğu belirtilen çeşmenin suyunun içilebilir kalitede olduğu belirlendi. Arkeologlar, suyun temiz kalmasını o dönemki mimari faaliyetlerin özenle yapıldığını gösterir nitelikte olduğunu ifade etti.

400 İŞÇİ GÖREV YAPIYOR

3 müze uzmanı, 18 serbest arkeolog, 1 restoratör, 1 fotoğrafçı ve yaklaşık 400 işçinin görev yaptığı alanda, peronların olduğu kısımda ise Hellenistik döneme ait olduğu düşünülen ve demir kenetlerle birbirine bağlı kesme dörtgen blok taşlardan yapılan bir podyum bulundu.

Efsane Komedi Karakteri Alf, Mavi Kumpanya’yla Sahneye Taşınacak

1980’li yılların efsane komedi dizisi ALF yeniden çekiliyor. Warner Bros’un hazırlayacağı dizide, yeni bir aile ve çevresinde yeni karakterlerin yer alması bekleniyor. Türkiye’de ise Mavi Kumpanya tarafından hazırlanacak bir prodüksiyonla sahnelere taşınacak. yeniden çekmeye hazırlanıyor.

Türkiye’de klasikleri sahneye taşımasıyla da tanınan Mavi Kumpanya; Susam Sokağı, Şarlo (Charlie Chaplin), Mickey Mouse, Donald Duck, Slyvester ve Tweety gibi oyunların tiyatro seyircisiyle buluşmasını sağlamıştı.

1980’li yılların sevilen sitcom dizisi ALF’i de sahneye taşıyacak olan Mavi Kumpanya tarafından yapılan açıklamada, hedeflerinin 1990’lı yılların nezih karakterlerini tanıtmak olduğu belirtildi.Genel Sabat Yönetmeni Volkan Taha Şeker, sürpriz karakterlerle sahnede olacaklarını, Alf’in 50. çocuk oyunları olacağını söyledi.

ECE ŞEKER:TÜRKİYE’DE HER YAŞA HİTAP EDEN TİYATRO YOK…

Alf’in Yönetmeni Ece Şeker ise, Alf için humalı bir çalışma yürüttüklerini ve sitcom tiyatroyla her yaşa hitap eden tiyatro anlayışını benimsediklerini belirtti.

 

Haber: Elif Köse

Cem Özer yoğun bakımda

Oyuncu Cem Özer, 11 gün önce sette kaza geçirmişti. Özer’in sağlık durumunun kötüye gitmesi sonucu yoğun bakıma alındığı öğrenilidi.

Afyonkarahisar’da geçirdiği kaza nedeniyle ayağı kırılan Cem Özer’in kızı, babası hakkında son sağlık durumunun kötüye gittiğini belirterek, “Babam şu an yoğun bakımda uyutuluyor. Ayağındaki kırık sonrası oksijen tedavisi görüyordu. Hava ya da yağ embolisi başına sıçramış. Dün yoğun bakıma alındı. Şu an hiçbir şey söyleyemiyor doktorları. Biz de çaresizce bekliyoruz.” dedi.

Tiyatro Anadolu’yla 15. yıl…

Kurulduğu günden bu yana çocuk ve yetişkin oyunlarıyla Türkiye’nin birçok kentinde oyunlar oynayarak fark yaratan Tiyatro Anadolu, 15. sanat yılını kutluyor.

2000’li yıllarda art arda kapılarına kilit vuran özel tiyatrolara inat kurulan Tiyatro Anadolu, sektördeki 15. Yılını prodüksiyonlarla kutluyor. Sezona sürpriz oyunlarla başlayan Tiyatro Anadolu, “Srebrenitsa” okuma tiyatrosuyla önceki gün Ümraniye’de seyircilerle buluştu. Srebrenitsa katliamında hayatını kaybeden sivillerin hayatını konu ediniyor.

SREBRENİTSA NEYİ ANLATIYOR?

Büyük bir insanlık trajedisi olan Srebrenitsa katliamının üzerinden 23 yıl geçti. En az 8 bin 372 Boşnak sivilin Sırp askerlerce hunharca katledildiği Srebrenitsa soykırımı, aradan 23 yıl geçmesine rağmen Boşnak halkı için dinmeyen bir acı olarak kalmaya devam ediyor. Oyunda, katliamın unutulmaması hedefleniyor ve acı coğrafyasında yaşanan vahşet, tüm çıplaklığıyla seyircilere yansıtılıyor.

Geleneksel tiyatronun simge karakterlerinden Keloğlan’ı Anadolu kültürünü yayma noktasında bir temsilci olarak gören Tiyatro Anadolu, maskot karakterleriyle, ‘Keloğlan’ın Anadolu Gezisi’ oyunu başta olmak üzere ‘Nasreddin Hoca Geliyor, Ediz ile Aslı’nın Oyunları ile Ormanlar Kraliçesi’ prodüksiyonları ile seyircilerin karşısına çıkıyor.

UĞUŞ: YERLİ KARAKTERLERLE ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNE IŞIK OLUYORUZ

Tiyatro Anadolu Genel Sanat Yönetmeni Yusuf Uğuş, çocuk oyunlarında yerli karakterleri seçtiklerini belirterek şunları söyledi: Tiyatro Anadolu olarak çocuklarımızın yabancı hikâye-çizgi film figürleriyle bilinçaltlarının etkilenmemesi elimizden geleni yapıyoruz. Bizim hikâyelerimizde hocaların hocası Nasreddin Hoca var, hepimizin gülerek hikâyelerini okuduğu Keloğlan var, Ediz ile Aslı var, ormanlar kraliçesi aslan var… Buradaki amacımız, geleneksel kahramanlarımızı geleceğin kahramanlarına tanıtmak. Yerel olanı destekliyoruz. Sanatın doğduğu topraklarda yabancı ürünlerin istilasına son vermek istiyoruz.

OYUNLARIMIZ PEDAGOG VE KLİNİK PSİKOLOG TAVSİYELİ

Yetişkin ve çocuk oyunlarımızın tamamı, dalında uzman kişilerce onaylıdır. Bağımsız kuruluşlardan aldığımız tavsiye ve onay raporları bizler için bir takdirnamedir. Onaylanmayacak oyunları sahneye taşımıyoruz.

İSTANBUL TİYATROLAR BİRLİĞİ ÜYESİYİZ

İstanbul Tiyatrolar Birliği üyesi olarak sadece İstanbul’da değil, Anadolu’nun her karışında sanatını yaşatmaya çalışan ekiplerin yanındayız. Ekiplerimize gönüllü olarak danışmanlık, text (oyun metni) ve kostüm desteği vermekteyiz. Anadolu’yu ‘ana dolu’ yapan, paylaşmacı ruhumuzdur. Bu toprağın erdemli insanları için paylaşmaya ve üretmeye devam edeceğiz.

Haber: Orhan Sanay

Metin Akpınar sinemaya döndü

Türk sinemasının usta isimlerinden Metin Akpınar “Kafalar Karışık” filmi ile 11 yıl aradan sonra sineme sektörüne döndü.

Metin Akpınar sağlık sorunları nedeniyle uzun süredir sektörde yer almıyordu. Şimdilerde ise “Kafalar Karışık” filminde mafya karakteriyle beyaz perde de yer alacak.

Akpınar’ın yeniden beyaz perdede olmasının nasıl bir duygu olduğu sorulunca, “Filmin gençlerle olması her şeyden önemli. Onlar var diye bu filmde rol aldım” şeklinde cevap verdi. Daha sonra komedi sektörüne hitap eden Şahan Gökbakar ve Ata Demirer sorusuna ise şunları söyledi: “Ata’yı eskinden beri tanıyorum, tarzını da severim. Şahan bir TV programı yapıyordu, değişik tipler oynayarak. Orada bence daha iyiydi. Mizah dergileri çizerlerinin maganda tipi ile götürdüğü iş çok hoş değil bence”

Mehmet Ali Erbil yoğun bakımda

Ünlü sunucu Mehmet Ali Erbil, İstanbul Maslak’taki bir özel hastanede tedavi altın alındı.

Kızı Sezin Erbil, “Babam evdeyken düşmüş. Durumu kritik değil ama vücudunda kırıklar var.” açıklamasında bulundu.

Erbil’in menejeri Stelyo Pipis, ünlü sanatçının evinde düştüğü ve kaburgalarının kırılması sonucu iç kanama geçirdiğini söyledi.

 

Haber: Oğuzhan Tunçer

Ara Güler hayatını kaybetti

Türkiye’de yaratıcı fotoğrafçılığın uluslararası alanda ün kazanmış en önemli temsilcisi olan Ara Güler, tedavi gördüğü Florence Nightingale Hastanesi’nde vefat etti.
Doktor Zafer Gökay, Güler’in yakınlarına yaptığı açıklamada, “Serviste 3 kez resüsitasyona cevap vermiş, yoğun bakımda da iki kere verdi ama üçüncüsünde ne yazık ki döndüremedik, başımız sağ olsun. Tamamen kalp yetersizliği. dedi.

ARA GÜLER KİMDİR?

16 Ağustos 1928’de İstanbul’da doğdu. Lisedeyken film stüdyolarında sinemacılığın her dalında çalışırken Muhsin Ertuğrul’un Tiyatro Kurslarına devam etti; çünkü yönetmen veya oyun yazarı olmak istiyordu. 1950’de Yeni İstanbul Gazetesi’nde gazeteciliğe başlarken aynı zamanda İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne devam etti.

1958’de Time-Life, Paris-Match ve Der Stern dergilerinin yakın doğu foto-muhabirliği görevlerini üstlendi. 1954’de Hayat Dergisi’nde fotoğraf bölüm şefi olarak çalışmaya başladı.

1953’de Henri Cartier Bresson ile tanışarak Paris Magnum Ajansı’na katıldı ve İngiltere’de yayımlanan “Photography Annual Antalojisi” onu dünyanın en iyi 7 fotoğrafçısından biri olarak tanımladı. Aynı yıl ASMP’ye (Amerikan Dergi Fotoğrafçıları Derneği) tek Türk üye olarak kabul edildi.

1962’de Almanya’da çok az fotoğrafçıya verilen “Master of Leica” ünvanını kazandı. İsviçre’de çıkan Camera dergisinde kendisine özel bir sayı ayırdı. 1964’de Mariana Noris’in ABD’de basılan “Young Turkey” adlı yapıtında fotoğrafları kullanıldı.1967’de Japonya’da çıkan “Photography of the World” antolojisinde Richard Avedon ile birlikte bir dizi fotoğrafı yayınlandı. 1967’de Kanada’da açılan “İnsanların Dünyasına Bakışlar” sergisinde, 1968’de New York Modern Sanatlar Galerisi’nde düzenlenen “Renkli Fotoğrafğın On Ustası” adlı sergide; aynı yıl Almanya’da, Köln’de Fotokina Fuarı’nda yapıtları sergilendi.1970’de “Türkei” adında fotoğraf albümü Almanya’da yayımlandı. Sanat ve sanat tarihi konularındaki fotoğrafları ABD’de Time-Life, Horizon ve Nesweek kitap bölümlerince ve İsviçre’de Skira Yayınevi tarafından kullanıldı.1971’de Lord Kinross’un “Hagia-Sophia” (Ayasofya) kitabının fotoğraflarını çekti.
Yine Skira yayınevince Picasso’nun 90. yaş günü için yayımlanan “Picasso Metamorphose et unite” adlı kitap için Picasso’nun foto-röportajını yaptı. 1972’de Paris Ulusal Kitaplıkta sergisi açıldı.1975’de ABD’ne davet edildi ve birçok ünlü Amerikalının fotoğraflarını çektikten sonra “Yaratıcı Amerikalılar” adlı sergisini dünyanın birçok kentinde sergiledi. Yine aynı yıl Yavuz zırhlısının sökülmesini konu alan “Kahramanın Sonu” adlı bir belgesel film çekti.1979’da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin “Foto Muhabirliği” dalındaki birincilik ödülünü aldı.
1980’de fotoğraflarının bir kısmı Karacan Yayıncılığın bastığı “Fotoğraflar” adlı kitabında basıldı.1986’da Hürriyet Vakfı’nca basılan Prof. Abdullah Kuran’ın yazdığı “Mimar Sinan” kitabını fotoğrafladı. Aynı kitap 1987’de “Institute of Turkish Studies” tarafından Ingilizce olarak yayınlandı.

1989’da “Ara Güler’in Sinemacıları” kitabı basıldı.
1991’de Dışişleri Bakanlığı için Halikarnas Balıkçısı’nın (Cevat Şakir Kabaağaçlı) “The Sixth Continent” adlı kitabını fotoğrafladı. Bu arada bütün dünyayı gezerek foto röportajlar yaptı ve bunları Magnum Ajansı ile dünyaya duyurdu.Ismet Inönü, Winston Churchill, Indira Gandi, John Berger, Bertrand Russel, Bill Brandt, Alfred Hitchcock, Ansel Adams, Imogen Cunningham, Salvador Dali, Picasso gibi birçok ünlü kişi ile röportajlar yaptı ve fotoğraflarını çekti. En ünlüsü fotografcılara poz vermeyen Picasso röportajı.

Yıllarca üstünde çalıştığı Mimar Sinan yapıtlarının fotoğrafları 1992’de Fransa’da, ABD ve İngiltere’de “Sinan, Architect of Soliman the Magnificent” adlı kitabı yayımlandı. Aynı yıl “Living in Turkey” adlı kitabı Ingiltere, ABD ve Singapur’da “Turkish Style” başlığıyla, Fransa’da “Demeures Ottomanes de Turquie” adıyla yayımlandı.1994’de “Eski İstanbul Anıları”, 1995’de “Bir Devir Böyle Geçti”, “Yitirilmiş Renkler ve Yüzlerinde Yeryüzü” fotoğraf kitapları yayımlandı. Ara Güler’in fotoğrafları Paris Ulusal Kitaplıkta, ABD’de Rochester Georg Eastman Müzesi’nde Nebraska Üniversitesi Sheldon Koleksiyonu’nda bulunuyor. Köln Mueseum Ludwing’de Das Imaginare Photo Museum’da fotoğrafları sergileniyor.

Şener Şen sahnelere dönüyor

Şener Şen 14 yıl aradan sonra tiyatro sahnesine geri döndü
Şener Şen, 1978’de ilk kez İstanbul Şehir Tiyatroları’nda oynadığı, Türk Tiyatrosu’nun ölümsüz klasiklerinden Zengin Mutfağı ile yeniden tiyatro izleyicisiyle buluşacak.

Şener Şen 14 yıl aradan sonra tiyatro sahnesine dönüyor. Şen, 1978’de ilk kez İstanbul Şehir Tiyatroları’nda oynadığı, Türk Tiyatrosu’nun ölümsüz klasiklerinden Zengin Mutfağı ile yeniden sahneye çıkıyor.

Vasıf Öngören’in yazdığı bu hiciv dolu, eğlenceli oyunda 40 yıl önce aşçı Lütfü Usta ile seyirci karşısına çıkan Şen, yine aynı karaktere hayat vererek başrolü üstlenecek. Zengin Mutfağı’nda usta oyuncu Şen’e, Kutay Sandıkçı, Gizem Ergün, Onay Kaya ve Uğur Arda Başkan gibi genç isimler eşlik edecek.

DasDas prodüksiyonu 12 oyunun sahneleneceği önümüzdeki sezonun en dikkat çekici yapımı Zengin Mutfağı, Cumhuriyet tarihinin en büyük işçi hareketi olan 15-16 Haziran 1970 olaylarının zengin bir ailenin mutfağında yarattığı etkiyi anlatıyor.

Eser’in disiplini, fark yaratıyor…

Türk Tiyatrosu’nun en büyük sorunlarından biri de hiç şüphesiz ki seyirci yetiştirmek. Bilinçli seyirci yetiştirme konusunda çok da iyi sınav veremeyen Türk Tiyatrosu, seyircilerin önemli kısmının sahnede olmak istemesi nedeniyle gün geçtikçe kan kaybediyor.

Tiyatronun Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki disiplinine dönmesi için de hem tiyatro kurumları hem de seyirciler pasif kalmakta, böylece sinema, tiyatro karşısında üstünlüğünü sürdürmektedir. Sinemada seyircinin “ne yapsa mubah” yaklaşımıyla sinema salonları lokantaya dönmüş durumda.

Tiyatroda ise bilinçli seyirci yetiştirmeye yönelik sadece birkaç kurumun özverili çalışması bulunuyor. Bu kurumların başında ise Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi bulunuyor. Devlet Tiyatroları ve Şehir Tiyatroları’nda oyun başlama saatinden sonra salona seyirciler alınırken, Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi’nde bu kural yıllardır istisnasız olarak işliyor. Kültür Merkezi Koordinatörü Ufuk Eser’in kuralları ısrarla uygulaması, Kocaeli seyircisinin de tiyatroya olan ilgisini artırmış.

DİSİPLİNDE UFUK ESER FARKI

Koordinatör Ufuk Eser, almış oldukları kararları ısrarla uygulatararak Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’nun da büyük desteğiyle Gebze, disipliner ve bilinçli tiyatroda pilot bölge haline gelmiş durumda. Kurumsal tiyatroların da üstesinden gelemediği; ‘Yetişkin oyunlarına 8 yaş altı seyircilerin kabul edilmemesi’ kuralı da burada büyük özveriyle uygulanıyor.

Yapmış oldukları uygulamalarla kimi seyircilerin oyun saatinden önce salona girip oyunun ortasında salondan çıkmasını yasaklamış. Zamanla bu yasak, tüm seyircilerin saygı duyduğu ve işler bir kural halini almış.

SİNYAL KESİCİLİ ÖNLEM

Kültür merkezinde, kimi seyircilerin tüm uyarılara rağmen salonda telefonlarını kapatmak istememesine sinyal kesicili önlem alınmış. Sorumsuzluk yapan seyircilere salonu yasaklamak yerine salona sinyal kesiciler yerleştirilmiş. Oyunların başlamasıyla cihazlar aktif hale gelmekte ve seyirciler de böylece sadece oyuna odaklanmakta.

DT VE ŞT BAŞARAMADI

Devlet Tiyattoları (DT) ve hiçbir Şehir Tiyatrosu’nun (ŞT) uygulayamadığı disiplini yıllardır istisnasız olarak uygulayan Eser, Kocaeli’de bilinçli tiyatro seyircisinin artmasında en büyük rolü oynuyor. Seyirciler, Ufuk Eser’i üst düzey görevlerde görmek istiyor.

 

Haber: Orhan Sanay

Yeşilçam’dan bir yıldız daha kaydı

Ünlü oyuncu ve yazar Yaman Tüzcet hayatını kaybetti… Tüzcet’in eşi, ölüm haberini şu cümlelerle duyurdu:
Yaman Tüzcet. Üzülerek bildirmek isterim ki sevgili eşim Yaman Tüzcet bugün aramızdan ayrıldı. Onu İstanbul’a getiriyorum. İstediği gibi evim dediği Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde tören yapılması için”

YAMAN TÜZCET KİMDİR ?

1942 yılında İstanbul’da doğan Yaman Tüzcet Tüzcet, konservatuarda “Tiyatro” okudu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’ndan başlayarak birçok tiyatroda çeşitli roller oynadı.

1971 – 72’de TRT İstanbul Radyosu’nda “Yılbaşı Gecesi Özel Eğlence Programları”nı sundu. TRT için, 1976’da “Dolmuş Show” (4 bölüm) ve 1978’de “Minik Dünya”yı (15 bölüm) yazdı, sundu ve oynadı.

1979’da Avustralya’ya gitti. Melbourne’de 3 Avustralya tiyatrosunda oynadı. Ron Brown’un “The Jury” yapımında başrol oynadı. Birçok radyo, sahne, televizyon ve film çalışması yaptı.

1987’de Türkiye’ye döndü ve TRT 2’ye “Apti ile Fatoş” (26 bölüm) dizisini yazdı, dizide Ayşen Gruda ile başrolleri paylaştılar. 1992’ye kadar eğlence yerlerinde tek başına ve Yasemin Yalçın ile 2’li; Müjdat Gezen, Cenk Koray, Ayşen Gruda ile toplu komedi gösterilerinde yer aldı. TRT 1 özel eğlence programlarında Ayşen Gruda ve Yasemin Yalçın ile sürekli komediler yazdı ve oynadı. Amerikalı yönetmen Leo Eaton’un Türkiye’de çekilen “Time Line” adlı dizisinde rol aldı. Yusuf Kurçenli’nin ödüllü “Karartma Geceleri” önemli filmlerinden biridir.

Yaman Tüzcet, 1992-97 arası TRT 1 “Hafta Sonu Programı”nın kısa güldürülerini yazdı ve partneri Zeki Yurtbaşı ile 6 yıl boyunca her hafta canlı yayında oynadılar. 1998’de Orhan Oğuz’un yönettiği “Delikanlı” dizisinde Erdal Özyağcılar ve Nurseli İdiz ile önemli rolleri paylaştılar. Kartal Tibet’in “Sosyete Şaban”ı, Tunç Başaran’ın “Abuzer Kadayıf”ı gibi çeşitli filmlerde rol aldı. 1999’da Steve Barron’un “Arabian Nights” adlı dizisinde ünlü İngiliz oyuncu Rufus Sewell ile karşılıklı oynadı.

2000 yılında İstanbul’da Müjdat Gezen’in sahneye koyduğu “7 Kocalı Hürmüz” müzikalinde ‘Laz Koca’ karakterini canlandırdı. 2001’de Haldun Dormen’in “Bir Kış Öyküsü” müzikalinde rol aldı. Aynı yıl TRT 2’de “Satırarası” programının güldürü bölümlerini sundu. Avustralya’ya döndü. 2002’de “Ekrandaki Mürkçemiz” (Bilge Karınca); 2009’da “Bir Aktörün Serüvenleri” ve “Ay Mandalina” (MitosBoyut) adlı kitapları yayınlandı. 2009-10 sezonunda “Yaşasın Deliler!” adlı tek kişilik güldürüsünü Kadıköy’de Müjdat Gezen Tiyatrosu’nda sergilemek için yurda döndü.