Tiyatro Sonreplik Genel Sanat Yönetmeni Vahit Çakmakçı 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü bildirisi yayınladı. Çakmakçı, bildirisinde “Tiyatro hiçbir zaman belli bir kesime hitap/hizmet etmek için perdelerini açmamıştır. Hiçbir politik düşünceyi savunmak ya da yıkmak için repliklerini savurmamıştır. Ne bir ideolojinin ne de felsefenin sanat kolu olmamıştır. Hizmet ettiği tek bir amacı, inandığı tek bir gerçeği, sahiplendiği tek bir misyonu vardır. İnsan!” sözleriyle sanat sezonuna damga vurdu.

27 MART DÜNYA TİYATRO GÜNÜ BİLDİRİSİ

Toplumları birbirinden düşünsel ve yaşamsal olarak ayıran ve birbirinden farklı kılan şeylerin başında kültür yapıları gelir. Kültür, toplumların tarihsel geçmişten, günümüze süregelen maddi ve manevi varlıklarının bütünüdür. Şüphesiz zengin bir kültürel geçmişe sahip toplumlar, deneyimleri sayesinde çağın ve gelecek neslin kazanımlarını artırmada da önemli bir role sahiptirler.

Genç bir nüfusa ve zengin bir kültürel mirasa sahip ülkemizin, sanat alanındaki gelişimi de bir bakıma bu zenginliğin argümanlarına dayanmaktadır. Çünkü sanat, tarihsel/toplumsal yaşamın birikimlerinden beslenerek, günümüz düşüncesiyle yoğrularak hayatımızda yerini alır.

Kültür ve Sanat daima aynı zincirin halkaları olmuşlardır. Toplum belleğini ve düşüncesini gelecek nesillere taşıyan, gelişimine yön veren hazineler olarak insan yaşamında yer almaktadırlar. Sahne sanatları bu zincirin diğer halkalarından bir tanesidir. Tiyatro, başlıca sahne sanatları arasında yer almaktadır.

Toplumları oluşturan insan ve insanın var olan duyularını, düşüncelerini, davranışlarını bir laboratuvar ortamında araştırırcasına, özenle irdeleyerek, araştırarak ve sorgulayarak sahneye taşıyan da tiyatro sanatıdır.

Tiyatro sanatının insan gelişimindeki rolü büyüktür. İnsanı; fizyolojik, sosyolojik ve psikolojik olarak üç boyutlu araştıran/irdeleyen ve sorgulayan bir başka sanat dalı daha yoktur. İnsan davranışlarını ve genel olarak insan yaşantısını tahlil ederek yaşamın olumsuzlukları hakkında fikir sahibi olmamızı sağlayarak, toplumsal yaşamın kuralları hakkında da yönlendirici bilgiler elde etmemize yardımcı olur.

Tiyatro sanatını önemsememizin başlıca nedenlerinden birisi de budur. Sağlıklı birey, düşünen ve doğru kararlar veren kişidir. Tiyatro, bu oluşumun önemli basamaklarındandır. Bu türlü kazanımların şüphesiz toplumların gelişmişliklerine de sirayet edeceği su götürmez bir gerçektir.

Sanatın, tiyatro diliyle yaşantımıza olumlu katkılarını bilerek ve önemseyerek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tiyatro, çağımız insanı için ne kadar gerekliyse, gelecek nesillerin sağduyulu, kültürüne sahip bireyler olarak yetişmesine de ışık tutacaktır. Bugün ektiğimiz tohumlar gün gelecek filizlenip, meyvelerini sunacaklardır.

Biliyoruz ki, gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince diğerleri de yanlış gider. Bu gerçeğin ışığında sorumluluklarımızı bilerek hareket ediyoruz. Tiyatronun toplumumuz için ihtiyaç olduğunun bilincinde olarak sanatımızı ve kültürel mirasımızı çağımızdan gelecek nesillere taşımayı kendimiz için görev addediyoruz.

Tiyatro hiçbir zaman belli bir kesime hitap/hizmet etmek için perdelerini açmamıştır. Hiçbir politik düşünceyi savunmak ya da yıkmak için repliklerini savurmamıştır. Ne bir ideolojinin ne de felsefenin sanat kolu olmamıştır. Hizmet ettiği tek bir amacı, inandığı tek bir gerçeği, sahiplendiği tek bir misyonu vardır. İnsan!

Geçmişten süregelen bu kültürü gelecek nesillere aktarmada önemli bir anımsayış olarak kabul ettiğimiz ve Uluslararası Tiyatrolar Birliği tarafından ilk defa 1961 yılında kutlanmaya başlayan Dünya Tiyatro Günü o günden beri aralıksız olarak kutlanmaktadır.

Bu vesileyle hepinizin 27 Mart Dünya Tiyatro Gününü kutlarım.

Bildiriyi kaleme alan: Vahit ÇAKMAKCI